GÜNCEL

Tasarımlarım

Saç Modelleri

Çocuk Gelinlikleri

27 Ağustos 2010 Cuma

Jön Türkler, erkek modasında tabuları yıkıyor



Erkek modacısı olarak tanınan Hatice Gökçe, önümüzdeki hafta sonu başlayacak İstanbul Moda Haftası için 'Jön Türkler' adını verdiği bir koleksiyon hazırladı.

Erkek giyiminde tabuları yıkmak ve takım elbisenin hükümranlığından kurtulup erkekleri hürriyetine kavuşturmak isteyen Gökçe, Jön Türklerin yenilikçiliğinden etkilendiğini söylüyor.

Jön Türkler, Batıda eğitim görmüş genç Osmanlılardı. II. Meşrutiyet'in ilan edilmesinde etkili olmuşlar ve Batı tarzı giyinmeyi benimsemişlerdi. Onlardan yüzyıl sonra genç bir kadın, modacı Hatice Gökçe, erkek giyimindeki batı tarzı hükümranlığını yıkıp rahatlık ve özgürlük vaadeden kıyafetler tasarlamayı hedefliyor. 'Jön Türkler' adını verdiği ilk tasarımlarını da önümüzdeki hafta İstanbul Moda Haftası'nda görücüye çıkaracak. Terzi bir annenin kızı olan Hatice Gökçe ile modadaki Jön Türk akımını konuştuk.

Hazırladığınız kıyafetlere neden Jön Türkler adını verdiniz?

Jön Türkler bir gençlik hareketi. Bu gençler askeri, edebi, siyasi ve kültürel anlamda yenilikler sunmuş. Erkek giyimi üzerine Türkiye'deki birtakım tabuları yıkabilme çabam var. Jön Türklerle bu anlamda bir yakınlık kurdum. Aslında Jön Türkleri tarihçilerin konuştuğu bir konu olmaktan da çıkarmak istiyorum.

Jön Türklerin giyim tarzına göre mi tasarımlar yaptınız?

Sadece kıyafetleri ve aksesuarları değil, onların yenilikçi hareket anlayışıyla modayı eşlemeye çalıştım. Koleksiyonumda İngiliz tarzından uzaklaşarak yakasız tasarımlara ve kuplara doğru giderek yenilik yaptım. Jön Türkler koleksiyonu aslında moda içinde bir yenilenme hareketi. İnsanlığın bilhassa erkeklerin rahatlamaya ihtiyacı var. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ciddi anlamda Batı'dan referans alarak hareket ettik. Oysa dünya bizim kaynaklarımızı kullanıyor. Bizim sırtımızı dönüyor olmamız çok enteresan. Amacım bunları deşmek.

Aslında Jön Türkler, Batı'da eğitim almış ve giyimiyle, yaşamıyla Batı'ya özenen bir topluluk. Siz ise Batı'dan sıyrılmaktan söz ediyorsunuz. Çelişmiyor musunuz?

Aslında onlar da kendileriyle çelişmişler. Dünyadaki gençlik hareketlerinde anarşistlik var. Ama Jön Türklerde tam tersi bir araya getirme anlayışında hareket etmiş... Ben onların yenilikçi anlayışını benimsedim. Aynı zamanda çok tarz adamlar. Sanki Türk erkekleri o zamanlar daha yakışıklı, daha bakımlı ve gösterişli gibi geliyor. Daha güvenli bir profil çiziyor. Şimdi öyle değil.

Acaba bilginin verdiği vakurluk mu vardı?

Belki de evet. Hepsinin fotoğrafını yan yana dizdiğinizde gerçekten bir yakışıklılar kulübü.

Jön Türklere 'yakışıklı Türkler' de deniyormuş. Tercihinizde etkili oldu mu bu?

Hem tarihi hem de tarz olarak her iki özelliklerinden de faydalanmak istedim. Ama amacım sadece yakışıklı erkekler tasarlamak değildi.

Erkek giyiminde yenilik yapmak zor. Her yenilik feminenlik gibi algılanıyor. Bu sorunu nasıl aştınız?

Erkek giyimi sosyal baskıyla şekillendiği için doğal olarak alışılmış bir kalıp var. O kalıbın dışına çıktığınızda her şey feminen algılanıyor. Zaten dünyada erkek giyimi hep kadın giyiminden esinlendi. Kumaşlar, desenler kadınlar için yapıldı, erkeklere de kullanıldı. Kadın giyiminde artık yapılabilecek her şey yapıldı ve şimdi erkekler keşfedildi. Bu yüzden kozmetik ve reklam sektörü erkeklere çalışmaya başladı. Kadında olan çeşitlilik erkekte yoktu, artık başladı.

Erkek giyimi üzerine tasarımlar yapma kararı almanızın sebebi neydi?

Daha üniversiteye gitmeden planlarımı yapmıştım. Dünyada üniversitelerde erkek giyimiyle ilgili bölümler var. Türkiye'de bu konuda master tezi bile yok. Zaten Türkiye'de ithal edilmiş bir giyim kültürü var. Üretim İngiliz veya İtalyan giyim anlayışına göre. Fason üretmeye alışmışız. Ölçü sistemleri bile onlara göre. Japonların, İtalyanların kendi ölçü birimleri var. Biz Türk erkeklerinin ölçüsünü bilmiyoruz. Tanımadığımız bir vücuda kıyafet satıyoruz. Bu en baştaki temel sorun. Bu yüzden master tezimde Türk erkeklerin ölçü haritasını çıkartıyorum. g.baki@zaman.com.tr

Moda, önünde diz çöktüren bir güç

Hatice Gökçe: "Köşe yazarlarının modayı sığ bir şekilde algılamaları ve bahsetmiyor olmalarını büyük bir meziyet olarak kabul etmeleri çok üzücü. Halbuki modaya genel kültür olarak bakılmalı. Modanın dili kullanılarak daha çok insana ulaşabiliyorsunuz. Ve çok etkili bir yol. İyi kullanıldığında hiç de sığ bir iş değil. Dünya fikri olan insanların ürettiği bir modanın önünde diz çöküyor."

ZAMAN

Yorum Gönder

 
Copyright © 2013 Tesettür Moda
Distributed By Free Premium Themes. Powered byBlogger