GÜNCEL

Tasarımlarım

Saç Modelleri

Çocuk Gelinlikleri

8 Aralık 2009 Salı

Çantamda bir sen eksiksin

Çantamda bir sen eksiksin
Son zamanlarda gördüğümüz kocaman bavul gibi çantalara ne konulur sorusu aklımızı hep kurcalıyordu.Öyle ya insanın yanında her zaman ihtiyaç duyacağı şeyler sınırlıdır sonuçta. Bir cüzdan, cep telefonu, anahtar, belki bir not defteri ve kalem, hastaysak kâğıt mendil sıklıkla ihtiyaç duyacağımız şeylerin başında geliyor. Önceleri mini mini olan, elde taşınan çantalara bu saydıklarımız rahatlıkla sığıyordu. 'İnsanların yanlarında taşımak istediği çok daha fazla şey olmalı ki şimdiki kocaman çantalar üretildi.' diye düşününce çevremizdekilere ve ünlülere 'Çantanızdan hiç ayıramadığınız neler var?' diye sorduk. 'Neler yokmuş meğer!' Yolda herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa yanınızdakinden istemekten sakın çekinmeyin. Bu ihtiyacınız biber, tuz, metre bile olabilir; çünkü taşıyanı yok değil...
Ufak pamukçukları hep yanında: Ünlü gazeteci ve televizyon programcısı Hakkı Devrim'in yanında her zaman leblebi büyüklüğünde pamukçuklar bulunurmuş. Bu pamukçukları, ölmeden önce eşi Gülseren Hanım özenle hazırlar, Devrim'in cebine koyarmış. Sebebi ise Devrim'in sıklıkla burnunun kanamasıymış. Devrim, "Olur olmaz yerde burnum kanıyor. Mesela televizyon programlarına çıktığımda çok sıkıntı yaşıyorum. Eşim ölmeden önce 15-20 tane küçük küçük pamukçuklar yapar cebime koyardı. Burnum kanadığında bunlarla burnumu tıkardım ve kanama dururdu. Şimdi de bu pamukçuklardan yanımda taşıyorum, ama tabii eşimin hazırladığı kadar özenli olmuyor." diyor.
Gitar penasını ihtiyaçtan, el fenerini sevdiğimden taşıyorum: Gizemli olmayı her zaman seven, şarkıları ile de herkesi etkileyen Erhan Güleryüz'ün müziğe olan aşkı öyle büyük ki bir an olsun müzikten mahrum kalmamak için gitar penasını sürekli yanında taşıyor. Güleryüz, "Evimde, stüdyoda ve şirkette gitarlarım var. Pena da çok küçük ve sürekli kaybolan bir şey. Bu nedenle pena aramaktansa yanımda taşımayı tercih ediyorum." diyor. Güleryüz, el fenerlerinin de ilk gördüğü andan beri ilgisini çektiğini söylüyor. Ve çocukluktan kalma bir alışkanlık olarak yanında küçük bir el feneri bulundurduğunu belirtiyor.
50 yıldır yüzüğünü yanından ayırmıyor: Kuşkusuz herkes için evlilik yüzüğünün ayrı bir önemi vardır. Sadri Alışık'ın eşi Çolpan İlhan da Sadri Bey'in 50 yıl önce taktığı yüzüğü parmağından çıkarmıyor ve uğur getirdiğine inanıyor. 19 yıl önce eşini kaybeden İlhan, "Ben uğura çok inanan bir insanım. Bana uğur getirdiğine inandığım şeyleri yanımdan ayırmam, ama bunlar zaman zaman değişir. Çok uzun yıllar önce Sadri Bey'in taktığı evlilik yüzüğümü ise parmağımdan hiç çıkarmam, hep benimledir." diyor.
Yeğenleri 11 yıldır çantasında: Ünlü modacı Cengiz Abazoğlu'nda aile ilişkileri ön plana çıkıyor. Ailesinde ise yeğenlerinin ayrı bir yeri var. 11 yıldır yeğenlerinin resimlerini çantasında taşıdığını söyleyen Abazoğlu, "Yeğenlerim Alp ve Arda'nın fotoğraflarını asla çantamdan çıkarmam. Seyahate gittiğimde bile yanımda olur. 1 aylıkken taşımaya başlamıştım. Şu an 11 yaşına geldiler, her gittiğim yerde benimle beraberler." diyor. Abazoğlu'nun yanında mutlaka defter ve kalem de bulunurmuş. Aklına nerede ne geleceğinin belli olmadığını söyleyen Abazoğlu, bir model düşündüğünde o modeli hemen çizmesi gerektiğini ifade ediyor.
Boş vakitlerinde de ibadet edebilmek için zikirmatikle geziyor: Başörtüsü takabilmek için akademisyenliği bırakan yazar Prof. Dr. Ümit Meriç ise çantasında sürekli zikirmatik taşıdığını belirtiyor. Meriç, "Sıkça yürüyüşe çıkıyorum. Yürürken aynı zamanda Allah'ı zikretmek istiyorum. Çantamda bulunan zikirmatiği yürüyüş ya da yolculuk sırasında kullanıyorum. Böylelikle yürüyüş yaparken aynı zamanda ibadet etmiş oluyorum." diyor.
Pul bibersiz yiyemem de, gezemem de: Gazeteci ve çocuk kitapları yazarı H. Salih Zengin'in çantasında ise her zaman pul biber bulunuyor. Acı yemeyi çok seven Zengin, istisnasız her yemeğe acı katıyor. Zengin, "Yemek yediğim birçok restorandaki acı biberleri beğenmiyorum, çünkü acı olmuyor. Kahramanmaraş'tan el yapımı, en acı biberleri sipariş ediyorum." diyor. Zengin'in acı bibere olan tutkusu işyerindeki arkadaşları tarafından da biliniyor. Arkadaşları da Zengin'in biberlerine alışmış ve birlikte yemeğe gittiklerinde illa ki bu biberlerden istiyorlar. Zengin'in pul biber sevdası yalnızca çantada taşımakla sınırlı da değil. Evinde de en acı biberlerden oluşan bir koleksiyon bulunuyor. Zengin, niçin biber taşıdığı sorusuna "Yılda bir kere bile ihtiyaç duymadıkları halde bazı kadınlar çantasında biber gazı taşıyor yadırganmıyor, ben günde üç öğün yemek yiyorum, bu niye yadırgansın. Bana daha çok lazım. Biber taşımam çok normal." cevabını veriyor. Tatlandırıcılar kurtarıcım: Aile yaşantısına ve sağlığına çok önem verdiğini bildiğimiz Demet Şener'in çantasında da sürekli tatlandırıcı bulunuyor. Şener "Sağlığıma ve kiloma dikkat ettiğim için hiç şeker kullanmıyorum. O yüzden çantamda mutlaka tatlandırıcı taşırım." diyor.
Hijyen olsun da...: Temizliğine çok dikkat ettiğini söyleyen manken Didem Taslan, çocukluğundan beri hijyene dair ne varsa çantasında taşırmış. Şu an domuz gribinden dolayı raflarda bulunamayan antibakteriyel ıslak mendiller uzun yıllardır zaten Taslan'ın çantasındaymış. Taslan "Çantamda sabun, ıslak mendil, peçete, parfüm gibi hijyene dair ne varsa taşırım." diyor. Ayrıca çocukluğunda ıslak mendil olmadığı için zahmetli de olsa kolonya ve peçete ikilisini mutlaka taşıdığını söylüyor. Taslan'ın yanında kolonya ve peçete olmadığı zamanlarda ağladığı bile olmuş.
Limon lifli kepekli bisküvim hep yanımda: Yazar Hilmi Yavuz'un yanından da bisküvi hiç eksik olmuyormuş. Yavuz, "Şeker hastası olduğumdan dolayı sürekli ara öğünler yemem gerekiyor. Bu yüzden Mavi-Yeşil çıktığından beri şekersiz olduğu için limon lifli kepekli bisküvisini hep çantamda taşıyorum." diyor. Yavuz, sık sık bu bisküviden atıştırarak şekerini dengede tutmaya çalışıyor.
Şekerimi ölçmem gerek: Derya Baykal da Hilmi Yavuz gibi şeker hastası olanlardan. Baykal, her zaman yanında atıştırmalık bir şeyler bulundurduğunu ama en önemlisi şeker ölçüm cihazı olmadan asla dışarı çıkmadığını söylüyor. "Sık sık şekerimi ölçmem gerek." diyen Baykal, ilaçlarının ve şeker ölçüm cihazının hayatının bir parçası haline geldiğini dile getiriyor.
Çantasında sıra dışı malzemeler taşıyanlar tabiî ki ünlülerle sınırlı değil. Halk arasında da ilginç şeyleri, ilginç gerekçelerle yanında bulunduranlar var. Hasibe Yılmaz da bunlardan biri. Yılmaz'ın çantasından çengelli iğne hiç eksik olmuyormuş. Sebebini ise şöyle açıklıyor: "3 yıl önce satın aldığım metal düğmeli bir ceket vardı. Metal düğmeleri hangi iple dikerseniz dikin, ipi kesiyor. Bu yüzden düğmelerim sürekli kopuyordu. Kopan yere de çengelli iğne tutturuyordum. Şu an o ceketi kullanmıyorum, ama düğmelerim kopacakmış gibi hissettiğimden her zaman çantamda çengelli iğne bulunduruyorum." Bir diğer kişi Özlem Işık da çantasında metre taşıyor. Işık, ailesine hediye vermeyi çok sevdiğinden, alacağı kıyafetleri önce metre ile ölçüyormuş. Sıklıkla hediye aldığını söyleyen Işık, "Farklı markalardaki kalıplar birbirine uymuyor. Bu yüzden kıyafetleri ölçerek almak, dolayısı ile de metre taşımak benim için bir zorunluluk." diyor. ZAMAN

Yorum Gönder

 
Copyright © 2013 Tesettür Moda
Distributed By Free Premium Themes. Powered byBlogger